Çocuklara güzel isim vermelidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Çocuğa güzel isim vermek, dinini öğretmek ve vakti gelince evlendirmek, evladın babası üzerindeki haklarındandır.” [Ebu Nuaym]
“Kıyamette, babanızın ismi ile beraberçağrılacaksınız. O halde isminiz güzel olsun.” [Ebu Davud]
Naciye : Kurtulmuş, necat bulmuş. Cennetlik olan.
Nadide : Az bulunur, değerli. Görülmemiş görülmedik. Pek seyrek bulunan, çok değerli.
Nadire : Nadir olan, seyrek, az, ender bulunur.
Nafize : Delen, delip geçen. İçeriye giren, işleyen. Tesir eden, sözü geçen.
Nahide : Yeni yetişen kız.
Naile : Muradına eren, ermiş, ele geçiren.
Naime : Güzel zarif kadın. nazlı büyütülmüş kadın.
Nazan : Nazlı. Kolayca gönlü olmayan, kendini ağır satan, işveli, edalı. üstüne titrenilen değer verilen, sevgili. Özen isteyen, nazik.
Nazife : Temiz, pak, nazik, zarif ve şık giyimli.
Nazlı : Kolayca gönlü olmayan, kendini ağır satan, işveli, edalı. üstüne titrenilen değer verilen, sevgili. Özen isteyen, nazik.
Nazmiye : Dizme, tertib etme, sıraya koyma. Sıra, tertip. Vezinli, kafiyeli söz.
Nebahat : Şeref, onur, şan, şeref sahibi.
Nebile : Yüksek meziyet ve onur sahibi. Akıllı, anlayışlı. Bilgili, faziletli.
Necibe : Soyu sopu temiz pak olan kimse. Asilzade, kıymetli, üstün. Güzel ahlak sahibi.
Necla : Çocuk, evlat. Kuşak, soy, nesil.
Necmiye : Yıldızla ilgili.
Nedime : Zengin veya itibarlı bir kadının arkadaşı. Saray hayatında Sultan hanımlarının yardımcıları.
Nedret : Azlık, seyreklik, az bulunurluk.
Nefise : Pek hoş, çok hoşa giden, en güzel, çok beğenilen.
Nergis : Çiçekleri ayrı ya da bir köksap üzerinde şemsiye durumunda, açılmadan önce bir yenle örtülü bulunan ve kimi türlerinde beyaz, kimilerinde sarı renkte, soğanlı bir süs bitkisi
Neriman : Cesur, yiğit, kahraman pehlivan, güçlü kuvvetli.
Nermin : Yumuşak, latif, munis.
Nesibe : Soyu temiz babadan olan, soylu.
Nesime : Hoş, mülayim insan. Hafif rüzgar.
Nesligül : Gül soyu, gül gibi güzel soydan gelen.
Neslihan : Han nesline ait, hanın soyundan.
Neslişah : Şah soyundan gelen.
Nesrin : Yaban gülü, Ağustos gülü.
Nezafet : Temizlik, paklık, pakizelik.
Nezaket : Naziklik, incelik, zariflik. Kaba olmamak. Edeb, terbiye.
Nezihe : Temiz, pak.
Nidanur : Nurlu seslenme, nurlu ünleme.
Nihal : Taze, düzgün fidan, sürgün.
Nimet : İyilik, ihsan, rızık. Saadet, mutluluk.
Nisanur : Nurlu kadınlar. Kuran-ı Kerim’de Nisa ve Nur sureleri vardır.
Nur : İlahi güç tarafından gönderilen aydınlık, parıltı, parlaklık. Her çeşit zulmetin zıddı. İlahi ışık. Kur’ân-ı Kerim. İman. İslâmiyet. Peygamber.
Nural : Nur al, ışık al, ışıklı ol.
Nuran : Işıklı. nurlu, nura ait.
Nuray : Işık saçan ay. Ayın en çok ışık saçtığı dönem. Nurlu ay
Nurbanu : Nur yüzlü hanım, gelin, prenses. Nur ve banu’dan birleşik isim.
Nurcan : Canlı, neşeli, hayat dolu. Nurlu ve canlı.
Nurdan : Nur’a ait, nurdan yapılmış.
Nurdil : Nurlu, ışıklı gönül.
Nurgül : Gülün en parlak olanı. Nurlu gül.
Nurhayat : Hayatı nurlu olan.
Nurinisa : Nurlu kadın.
Nuriye : Nura ait, nurla ilgili.
Nurseli : Nur, ışık seli, akışı.
Nursema : Işıklı, aydınlık gökyüzü. Nurlu sema.
Nursena : Nurlu övme.
Nurşen : Çok ışıklı, neşeli insan. Nurlu ve neşeli.
Nurten : Teni nurlu, beyaz, parlak, ten.
Özgül : Özü gül gibi olan. Özellikle bir türe ait olan.
Öznur : Özü nurlu olan. Özü ışıklı, aydınlık kimse.
Pakize : Temiz, pak. Lekesiz. Hâlis, saf, katıksız.
Payidar : Saygın, rütbeli, sağlam, sürekli.
Rabia : Dördüncü, mutasavvıf ünlü kadın Rabiatül Adeviyye.
Raciye : Rica eden, yalvaran. Umutlu.
Rahime : Hafif sesli, latif konuşan kadın.
Rahmet : Merhamet, acımak, şefkat etmek, ihsan etmek, esirgemek. Mecazen: Yağmur.
Rahmiye : Acımayla ilgili.
Raife :Acıması olan, merhametli.
Raika :Sade, saf, katışıksız.
Rana : Güzel, hoş latif, parlak. Çok iyi, çok ala.
Raşide : Olgun, ergin, akıllı. Doğru yolda olan.
Ravza : Sulu yer, bahçe, bostan, çimenlik yer. Ravza-i Mutahhara; Rasulullah (sav)’ın medfun olduğu mekan.
Raziye : Kabul eden, rıza gösteren, boyun eğen.
Refia : Yüksek, yüce, saygın.
Refika : Eş, arkadaş, zevce.
Remziye : Remizle ilgili, remze ait, sembolik, simgesel.
Reşide : İyi ve doğruyu seçebilen, malını idare gücü olan, ergin, erişkin.
Reyhan : Hoş güzel koku. Rızık ve maişet, rahmet. Ekin yaprağı. Fesleğen denilen kokulu bir ot. Rızık, geçimlik, rahmet anlamına da gelir.
Rezzan : Ağırbaşlı, ağır, onurlu.
Rıfkiye : Yumuşaklıkla, nezaket, tatlılıkla ilgili.
Ruhan : Güzel kokan, güzel kokulu.
Rukiyye : Dilekçe, dua. Peygamberimizin kızlarından birinin adıdır.
Rumeysa : 1.Büyük yıldız 2. Bir sahabe adıdır. Henüz müslüman olmamış Ebu Talha’nin evlenme teklifini “Eğer müslüman olursan, işte o benim mehrim olsun, evlenelim, baska bir şey istemem” sözleriyle cevap veren ve Ebu Talha’nın Müslüman olmasına vesile olan sahabe, Ümmü Süleym.
Ruveyda : Hoş, ince, nazik.
Saadet : Mesud oluş. Talihi iyi olmak. Mutluluk. Said olmak. Allah’ın rızasına ermiş olmak. Her istediğine kavuşmuş olmak.
Sabahat : Yüz güzelliği. Güzellik, hüsün ve cemâl.
Sabiha : Güzel, latif, şirin. Fecir vakti. Gemi. Yüzen.
Sabihat: Latifler, şirin olanlar. Yüzücü olanlar, yüzenler. Gemiler. Ehl-i imânın ruhları. Yıldızlar.
Sabire : Sabreden, tahammül eden, Katlanan sabırlı. Acele etmeyen.
Sabriye : Sabırla ilgili, sabıra ilişkin.
Sacide : Secde eden, alnını yere koyan.
Sadegül : Bir gül kadar sade, temiz ve güzel.
Sadıka : Doğru gerçek hakiki, yalan olmayan, sahte olmayan. Sadakatli, samimi, bağlı.
Sadriye : Kalb, göğüs, ön. Her şeyin evveli ve başlangıcının en iyisi. Meclisin önü ve en muteber yeri. Reisin oturduğu yer. Rücu. Bir aruz kalıbı. Baş, reis, başkan. Oturulacak yerlerin en iyisi.
Safigül : Gül gibi, katıksız, saf, duru, temiz.
Safinaz : Çok nazlı, çok naz eden.
Safinur : Çok nurlu, çok aydınlık, temiz kimse.
Safiye : Temiz, katışıksız, bozuk olmayan, saf. İçinde yapmacık ve uydurma bir şey, fazladan kelime ve kafiye bulunmayan söz.
Sahibe : Sahip. Koruyan, gözeten. Bir iş yapmış olan. Herhangi bir niteliği olan.
Saime : Oruç tutan kimse, oruçlu.
Sakine : Durgun, sessiz, heyecanı veya kızgınlığı olmayan.
Saliha : Dinin emir ve yasaklarına uyan, iyi ahlak sahibi.
Salime :Sağlam, eksiksiz, korkusuz, endişesiz, emin
Sâre : Cemaat, topluluk.
Sedef : Bazı deniz hayvanlarının (midye, istiridye gibi) sert, beyaz ve parlak kabuğu. Bu kabuktan yapılmış veya süslenmiş eşya.
Seher : Sabahın gün doğmadan önceki zamanı, tan ağartısı.
Sekine : Sakin olma, sükunet. Huzur, gönül rahatlığı.
Selame : Rahatlık, emniyet, barış, iyilik. Ayıplardan, âfetten sâlim oluş. Selâmet, emniyet. Sulh. Asâyiş. Bütün korktuklarından emin olma.
Selamet : Kurtuluş, tehlikeden sâlim olmak. Korktuklarından, fenalıklardan kurtulmak. Neticede imân ile kabre girmek.
Seleme :Barış, huzur. Peygamberimiz (sav)in mübarek hanımlarından. İsmi Hind’dir. Ümmü Seleme künyesiyle meşhurdur.
Selime : Kusuru, noksanı olmayan, sağlam, doğru. Tehlikesiz, zararsız, kurtulmuş. Temiz, samimi.
Selma : Barış içinde bulunma, huzur, erinç. güzel, hoş kadın.
Selmin : Barış yanlısı, barış ve sevgi duygusuyla dolu.
Sema : Gök yüzü. Asuman. Gök. İşitme, duyma. Mevlevilikte musiki eşliğinde icra edilen dönme hareketi.
Semahat :Cömertlik, el açıklığı, iyilikseverlik.
Semanur : Nurlu gökyüzü, nurlu işitme.
Semiha : Eli açık, cömert.
Semra : Esmer. Yemişli, meyveli ağaç.
Sena :Övgü ile ilgili. Şimşek parıltısı. Ulviyet. Yükseklik.
Senanur : Nurlu övgü
Serra : Kolaylık, rahatlık, genişlik. Sevinçli oluş. Bolluk.
Servet : Zenginlik, varlık. Zenginliği meydana getiren mal, mülk, para.
Sevda : Fazla sevgi sebebiyle meydana gelen duygu hali. Aşk. Heves, istek.
Sevdanur : Sevdası nurlu olan.
Sevde :Esmer, esmer güzeli. Mü’minlerin annelerinden birisi Hz. Sevde.
Sevgi : Sevme hissi, aşk muhabbet.
Sevgül : Sevgisi gül gibi olan
Sevil : Sevilen, beğenilen biri olma temennisi.
Sevim : Sevme. Câzibe. Bir kimse ya da bir şeyde bulunan ve o kimse ya da şeyi başkalarına sevdiren özellik.
Seyhan : Ürdün’ün ötesinde Hz. Musa’nın mezarının bulunduğu şehir. Adana ovasını yararak İskenderun körfezine dökülen nehir.
Seyyide : Peygamber (A.S.M.) sülâlesinden gelen, O’nun izinden giden temiz kadın, hanım muhterem kadın.
Sıdıka : Çok doğru, yalan söylemeyen. Hz. Aişe ve Hz. Meryem’in lakabı.
Sıdkiye : İç yürek temizliğiyle doğrulukla ilgili, çok doğru, yalan söylemeyen.
Sıla : Kavuşmak, ulaşmak, vuslat. Âşıkın mâşukuna kavuşması. Doğduğu yeri, hısım akrabayı gidip görme. Memleket Bahşiş, hediye.
Sinem : Gönlüm, yüreğim, çok sevdiğim.
Songül : Sonbaharın sonları, kış başlangıcında açan gül.
Sude : Sürmüş, sürülmüş.
Sudenur : Nur sürülmüş
Sultan :Reis. İslâm Hükümdarı. Hâkimiyet sahibi. Padişah.
Suzan : Yakan, yakıcı. Yanan, yanıcı.
Süeda : Mutluluğa erenler. Kutlu insanlar.
Süheyla : Yumuşak, iyi huylu kadın. güney yönünde görünen parlak yıldızlar
Sümeyye : İslam’ın ilk şehidi. Ammar B. Yasir’in annesi ve ilk Müslüman olan hanım sahabelerden.
Süreyya : Ülker yıldızı, bir yıldız topluluğu.
Şadiye : Memnunluk, sevinç, gönül ferahlığı. Güzel sesle şarkı okuyan, şiir söyleyen.
Şahdane : İri inci tanesi.
Şaheser : Değerli, üstün nitelikli. Kalıcı, değerli, üstün yapıt.
Şahnur : Nur kaynağı, ışık kaynağı. Münevver. Çok nurlu.
Şakire : Şükreden, durumundan memnun olan. Allah’a şükreden.
Şebnem : Havada buhar durumundayken gecenin serinliğiyle yerde ya da bitkilerin üzerinde toplanan su damlacıkları, çiy.
Şefika : Şefkatli, acıması olan, esirgeyici.
Şehide :Şehadet mertebesine erişen kimse.Şahit olan, Allah (CC) için canını veren.
Şemsinisa : Kadınların güneşi. Güneş gibi kadın.
Şenay : Ayın parlaklığı, güzelliği.
Şengül : Gülün en güzel hali.
Şennur : Neşeli ve nurlu insan.
Şerife : Şerefli, kutsal. Soylu temiz. Hz. Hasan’ın soyundan olan.
Şevkiye : Şevkle ilgili, şevke ait, neşeli.
Şeyda : Tutkun. Divane. Çok sevgiden hâsıl olan hal.
Şeydagül : Tutkun gül, güle tutkun.
Şeydanur : Nura tutkun
Şeyma : Bedeninde ben veya benzer bir izi olanlar. Hz. Peygamber’in süt kardeşi.
Şifa : Bedensel ya da ruhsal bir hastalığın son bulması, hastalıktan kurtulma, onma.
Şule : Alev, ışıltı.
Şüheda : Şâhidler. Şehidler.
Şükran : İyilik bilmek. Minnettarlık. Şükretme hâli.
Şükriye : İyilik bilme, minnettarlıkla ilgili, iyilik bilen.
Tahire : Temiz, pak. Türk musikisinde basit bir makam.
Tahsine : Güzel bulma, beğenme. Aferin deme, alkışlama. Tezyin eylemek, güzelleştirmek. İyi ve güzel bulmak.
Taibe : Tövbe Eden. Günahlarından dolayı pişmanlık duyup allah’tan af dileyen.
Takdire : Kıymet vermek. Değerini, kıymetini, lüzumunu anlamak. Kader. Düşünmek. Öyle saymak.
Talibe : Talep eden arayan, isteyen; istekli. Alıcı. Talebe, öğrenci.
Taliye : Kur’an okuyan. Sonradan gelen, bir şeyin arkası sıra giden. ikinci derecede olan.
Tayyibe : İyi, hoş, güzel ala. Helal, çok temiz.
Teşrife : Şereflendirme, onurlandırma.
Tuba : Ne hoş. Ne iyi. Her şeyin iyisi ve efdali. İyilik, güzellik. Baht. Cennette bulunan ve kökü göklerde dalları aşağıda olan ağaç ismi. Çok berrak ve saf olan. Saâdet. Hayır.
Ulviye : Yüksek, yüce, manevi yapısı ön plana çıkabilen. Değeri yüce.
Umman : Anadeniz, okyanus. Hindistan ile Arabistan arasındaki büyük deniz.
Ümame : Hz. Peygamber Efendimiz (SAV)’in torunu. Hazret-i Emame (r.a.)
Ümmiye : Anneye ait, anneyle ilgili.
Ümmühan : Han annesi.
Ümran : Bayındırlık, mamurluk. Uygarlık, ilerleme, refah ve mutluluk.
Ünzile : Gönderilmiş, indirilmiş, inzal olunmuş.
Vacibe : Yapılıp yerine getirilmesi vâcib derecesinde lüzumlu olan şey.
Vacide : Vücuda getiren. Varlıklı. Fâtır. Gani ve zengin. Mevcud olan.
Vahide : Bir, tek, yalnız.
Vasfiye : Vasıfla ilgili, vasfa ait. Nitelikli
Vasile : Geniş yer. İmaret. Hedefe ulaşan, menzile kavuşan.
Vecize : İbaresi kısa, mânası geniş olan çok kıymetli söz, özlü söz. Kısa, veciz söz.
Vedia : Emanet, saklanılması, korunması için birine ya da bir yere bırakılan şey.
Vefika : Uygun, muvafık, arkadaş, yoldaş, aynı fikirde olan.
Vehbiye-Vehbiyye : Allah’ın ihsanı sonucu olan. Allah vergisi.
Veliye : Ermiş, eren, evliya.
Vera : Günah ve haramdan kaçınmak için şüpheli şeylerden uzak durma, takva, ittika.
Verda : Gül.
Verdinaz : Naz gülü, nazlıların gülü.
Vildan : Yeni doğmuş çocuklar. Kullar, köleler. Müslümanların buluğa ermeden ölen çocukları. Kur’an’da zikredilmiştir. Vildan ismi Kur’an-ı Kerimde Vakıa Suresi 17. Ayet, İnsan Suresi 19. Ayet, Nisa Suresi 75., 98. ve 127 Ayetler, Müzzemmil Suresi 17. Ayet ve Şuara Suresi 18. Ayet’te geçmektedir.
Vuslat : Visal. Sevdiğine kavuşma, ulaşma, bitişme. Bitiştiren.
Yadigar : Bir kimseyi ya da bir olayı anımsatan kimse. bırakılan anı, hediye, hatıra.
Yağmur : Gökten damlalar halinde düşen su. Rahmet, bereket.
Yasemin : Güzel kokulu, beyaz ve güzel çiçekler açan sarmaşık cinsinden bir çiçek.
Yıldız : Gökyüzünde görülen ışıklı gökcisimlerinden her biri. Bir toplulukta, bir meslekte, üstün başarı gösteren kimse.
Yonca : Baklagillerden, kırmızı veya mor çiçek açan, çayır bitkisi.
Yurdagül : Ülkene gül. Ülken için yararlı ol.
Yurdanur : Yurduna, ülkene ışık saç, yurdunu nurlandır, aydınlat.
Zahide : Kuşkulu şeyleri bile terkederek günahtan kaçan kimse
Zakire : Zikreden, anan. Allah’ı zikreden.
Zarife : Nazik ve hoş konuşan, ince ve hoş tavırlı olan kimse, kibar.
Zatinur : Aydınlık, nurlu kişi.
Zebercet : Zümrütten daha açık yeşil olan bir süs taşı.
Zehra : Çok beyaz ve parlak yüzlü. Hz. Muhammed’ (SAV)in kızı Hz. Fatıma'(RA)nın lakabı.
Zekiye :Anlayışlı, zeka sahibi.
Zeliha : Hz. Yusuf un hanımı, güzelliğiyle ünlenmiştir.
Zemzem : Kabe yakınındaki ünlü kuyu ve bu kuyunun kutsal suyu.
Zeynep : Değerli taşlar, mücevherler. Zeyneb binti Cahş: Peygamberimiz (s.a.s.)’ in hanımlarından.
Zinnur : Nurlu, çok nurlu, ışıklı, aydınlık.
Zinnure : Nurlu, çok nurlu, ışıklı, aydınlık.
Zişan : Şanlı. Canlı. Bir tür lale.
Ziynet : Süs. Bezek. Kadınlara mahsus kıymetli eşya.
Zuhal : Güneşe uzaklık bakımından altıncı durumda olan gezegen, Satürn.
Zübeyde : Öz, asıl, cevher.
Zülal : Hafif, saf ve tatlı su.
Züleyha : Hz. Yusuf un hanımı, güzelliğiyle ünlenmiştir.
Zümrüt : Cam parlaklığında, güzel, yeşil renkte şeffaf bir süs taşı.
Kız Bebek İsimleri >> A,B,C,Ç,D,E,F,G,H,I,İ,J,K,L,M >>
İsimler Semerkand Takvimi‘nden derlenmiş, isimlerin anlamları anonim bir sözlük olan www.adasozluk.com‘dan alınmıştır.