Barış Manço'nun , Eğitici Şarkıları

Barış Manço'nun Eğitici Şarkıları

Yaz dostum güzel sevmeyene adam denir mi
Yaz dostum selam almayana yiğit denir mi
Yaz dostum altı üstü beş metrelik bez için
Yaz dostum boşa geçmiş ömre yaşam denir mi

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı

Yaz dostum yoksul görsen besle kaymak bal ile
Yaz dostum garipleri giydir ipek şal ile
Yaz dostum öksüz görsen sar kanadın kolunu
Yaz dostum kimse göçmez bu dünyadan mal ile

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı

Yaz dostum Barış söyler kendi bir ders alır mı
Yaz dostum su üstüne yazı yazsan kalır mı
Yaz dostum bir dünya ki haklı haksız karışmış
Yaz dostum boşa koysan dolmaz dolusu alır mı

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı

Barış Manço – Sarı Çizmeli Mehmet Ağa şarkı sözü Barış Manço – Sarı Çizmeli


Barış Manço – Yol

Uçsuz bucaksız bir yolda
Yürüyorum tek başıma
Herkes hakkını helal etsin
Kalmasın tek bir lokma
Bu yolda ölmek var belkide dönmemek
Ömür bitse bile yol bitmeyecek

Bazen buz gibi bir pınardan
İçiyorum kana kana
Bazen kızgın kumlar üstünde
Yürüyorum yana yana
Bu yolda ölmek var belkide dönmemek
Ömür bitse bile yol bitmeyecek

Dünya hancı biz garip yolcu
Haydi bastır be oğlum
Allaha bir can borcumuz var
Bir tek ona güven yolun açık olsun
Baki kalan bu kubbede hoş bir seda biliyorsun
Binin yarısı beşyüz daha ne düşünüyorsun

Topraktan geldi insan topraktan geldi insan
Yine toprağa dönecek yine toprağa dönecek
İki lokma ekmek için iki lokma ekmek için
Ömür boyu dövüşecek ömür boyu dövüşecek


Barış Manço – Olmaya Devlet Cihanda

Usta terzi dar kumaştan bol gömlek diker
Doğru tartan esnaf rahat huzurlu gezer
Eğrinin ve doğrunun hesabı mahşerde
Dünyada biraz huzur her şeye bedel
Sağlığın nasıl gülüm sen ondan haber ver
İlaç neye yarar vade gelmişse eğer
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Han senin hamam senin konaklar senin
Tarla senin çiftlik senin bağ bostan senin
Diyelim ki dünya malı tümünden senin
Ağız tadıyla yersen bir şeye benzer
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Barış der biraz tuzum ekmeğim olsa
Buz gibi pınar suyundan bir testim olsa
Bir de şöyle püfür püfür bir çınar gölgesi
Kaç kula nasip olur ki keyfin böylesi
Bir lokma ye, bir yudum iç, bir oh çekiver
İlaç neye yarar vade gelmişse eğer
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi


Barış Manço – Müsadenizle Çocuklar

Bir sabah baktım ne göreyim, bizim sokakta şenlik var
Büyükler kös kös otururken, adam oluvermiş çocuklar
Patlamaz olmuş tüfekler, gelmiş karamürsel sepetler
Tren kalkmış gitmekte, hadi geçmiş olsun birilerine

Kınalar yakalım elimize, kınalar yakalım elimize
Sahip olalım dilimize, sahip olalım dilimize
Aman dikkat belimize, aman dikkat belimize
Şimdi müsaadenizle çocuklar sıra bana geldi çocuklar
İş başa düştü çocuklar hazır mıyız

Eh Barış abi aşk olsun aç koynuna kuş konsun
Çek ipini rahvan gitsin inceldiği yerden kopsun
Kimileri kahve kaynatsın kimi hala dansöz oynatsın
Leyleğin ömrü iki lak lak değerler oldu tepetaklak

El salla el salla, el salla el salla
Kol salla kol salla, kol salla kol salla
Sağ gösterip sol salla, sağ gösterip sol salla
Bir omuz at sağdan solla, bir omuz at sağdan solla

Geliyor bir ahu afet, tepeden tırnağa zerafet
Öldür bizi letafet, bizim sonumuz felaket
Hayırdır inşallah kızlar ne diyor bu uçuk çılgınlar
Hayır mı şer mi göreceğiz artık sabrın sonu selamet

Kınalar yakalım elimize, kınalar yakalım elimize
Sahip olalım dilimize, sahip olalım dilimize
Aman dikkat belimize, aman dikkat belimize
Şimdi müsaadenizle çocuklar sıra bana geldi çocuklar
İş başa düştü çocuklar hazır mıyız

El salla el salla, el salla el salla
Kol salla kol salla, kol salla kol salla
Sağ gösterip sol salla, sağ gösterip sol salla
Bir omuz at sağdan solla, bir omuz at sağdan solla

Jale : Üz beni süz beni püre gibi ez beni
Ajlan – Mine : Pranga tak bana kapı kapı gez beni
Burak Kut : Benimle oynama çılgınım bebeğim
Of Aman Nalan : Deli gibi seviyorum ölümüne sev beni

Dandini dastana dinolar bostana
İyi bak hastana sor beni ustana
El salla el salla, el salla el salla

Tayfun : Hadi yine iyisin e’ gel hadi yanıma
Hakan Peker : Amma velakin kınalar yak bana
Soner Arıca : Ah vefasız yak beni yık beni
Grup Vitamin : Ellere var ama bizlere yok di mi

Dandini dastana dinolar bostana
İyi bak hastana sor beni ustana
El salla el salla, el salla el salla


Barış Manço – Halil İbrahim Sofrası

İnsanoğlu haddin bilir kem söz söylemez iken
Elalemin namusuna yan gözle bakmaz iken
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Daha çatal bıçak kaşık icat edilmemişken
İsmail’e inen koç kurban edilmemişken
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver kulbu al kurbanı ne hiç soran yok
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver kulbu al kurbanı ne hiç soran yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok

Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına

Ağzı açık gözü toklar buyursunlar baş köşeye
Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye
Nefsine hakim olursan kurulursun tahtına
Çalakaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına

Halat gibi bileğiyle yayla gibi yüreğiyle
Çoluk çocuk geçindirip haram nedir bilmeyenler
Buyurun sizde buyurun
Buyurun dostlar buyurun

Barış der her bir yanın altın gümüş taş olsa
Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa
Sapa kulba kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok
Sapa kulba kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok

Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok
Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok


Barış Manço – Dıral Dedenin Günlüğü

Hele destur maşallah bu ne bolluk böyle
Hele destur helalinden kazandıysan söyle
Hele destur gözümüz yol Allah daha çok versin
Ama paylaş, gel beni dinle, paylaşırsan sevaba girersin

Aç gözünü daha vakit erken gör şeytanın gör dediğini
Bir kulak ver de dinle sağır sultanın duyduğunu
Sen öyle devekuşu gibi şaşkın şaşkın bakınırsan
Birgün elbet duyarsın Dıral dedenin düdüğünü

Hele destur maşallah bu ne iştah böyle
Hele destur yetim hakkım yemedin mi söyle
Hele destur gözümüz yok afiyet şeker olsun
Ama paylaş, gel beni dinle, gariplerin karnı doysun

Aç gözünü daha vakit erken gör şeytanın gör dediğini
Bir kulak ver de dinle sağır sultanın duyduğunu
Sen öyle devekuşu gibi şaşkın şaşkın bakınırsan
Birgün elbet duyarsın Dıral dedenin düdüğünü

Hele destur maşallah bu ne kudret böyle
Hele destur zayıfları ezmedin mi söyle
Hele destur gözümüz yok Allah daha iyi etsin
Ama paylaş, gel beni dinle, ardından herkes dua etsin

Aç gözünü daha vakit erken gör şeytanın gör dediğini
Bir kulak ver de dinle sağır sultanın duyduğunu
Sen öyle devekuşu gibi şaşkın şaşkın bakınırsan
Birgün elbet duyarsın Dıral dedenin düdüğünü


Barış Manço – Ayı

Bugün hava güzel dedim ki hanıma
Haydi kalk giyin de çıkalım biraz
Bak cıvıl cıvıl kuşlar uçuyor
Dalları basmış erikle kiraz

Çoluk çocuk cümbür cemaat
Piknik yapalım ne dersiniz ha?
Ev halkı uçtu yihhu aslan baba sen çok yaşa

Yolda düşündüm bizim çocuklar tanımıyorlar hayvanları
Bir hayli garibime gitti doğrusu bir baba olarak verdim kararı
Anında bir ters U dönüş doğru hayvanat bahçesine
Biliyoruz ayıp oldu hakim bey ama zar zor girebildik içeriye

Bak evladım buna ayı derler
Ormandan inip şehre gelirler
Ağır mağır hantaldır ama
Armudun iyisini ayılar yerler

Evet babacım ona ayı derler
Ayılar bizleri çok severler
Ağır mağır hantaldır ama
Armudun iyisini ayılar yerler

Seninde canın günün birinde
Armudun iyisini yemek isterse
Sakın ha aman manava gidip te
Armutları tek tek elleme

Adamın kafası bir atarsa
Bayramlık ağzını bir açarsa
Sana neler der biliyor musun
Mahalle duyar rezil olursun

A de bakayım -A- bi de Y de -Y- şimdi bi de I -I-
Oku bakayım AYI oku bakayım AYI
Maksat çoluk çoçuk öğrensin hayatın çetin yollarını
Kaptırmasınlar kimseye kafalarını ve kollarını
Hani baba olarak vazifemiz tabi uyandırıp ikaz etmek
Uzunlar yanmıyor hakim bey kısa yoldan anlatmak gerek

Hayvan sevgisi tabiki lazım ama herşey karşılıklı
Ben seni seveyim sende beni say ki bozulmasın ağzımızın tadı
Armudun iyisini zaten o yer bir eli yağda ötekisi balda
Buramıza geldi artık hakim bey takdir sizden birazda ite kaka

A de bakayım -A- bi de Y de -Y- şimdi bi de I -I-
Oku bakayım AYI oku bakayım AYI


Barış Manço – Nane Limon Kabuğu

Eski adamlar doğruyu söylemiş
Bir çiçekle bahar olmaz
Kişi kendini bilip sağa sola sormalı
Can pazarı bu oyun olmaz
Zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü
Sonunda şifayı kapıpta şaşırınca
Bana gel beni dinle iyi yaz
Defteri kalemi al iyi yaz
Nane limon kabuğu bir güzel kaynasın aman
Ha ha ha ha ha içine hatmi çiçeği biraz tere otu katasın aman
Ha ha ha ha ha hatta biraz tarçın bir tutam zencefil aman
Ha ha ha ha ha bin derde deva geliyor biraz daha sabret güzelim
Ha ha ha ha ha hapşu
Çok yaşa
Sende gör
Rahat ve iyi yaşa

Sen tedbirini al önünü kış tut bırak yine de yaz gelsin
Çoğu zaman hesap çarşıya uymaz sonra dizini döversin
Zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü
Sonunda şifayı kapıpta şaşırınca
Bana gel beni dinle iyi yaz
Defteri kalemi al iyi yaz
Nane limon kabuğu bir güzel kaynasın aman
Ha ha ha ha ha içine hatmi çiçeği biraz tere otu katasın aman
Ha ha ha ha ha hatta biraz tarçın bir tutam zencefil aman
Ha ha ha ha ha bin derde deva geliyor biraz daha sabret güzelim
Ha ha ha ha ha hapşu
Çok yaşa
Sende gör
Rahat ve iyi yaşa

Barış iğneyi kendine batırır çuvaldızı başkasına
Bol keseden aklı ona buna dağıtır darısı kendi başına
Zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü
Sonunda şifayı kapıpta şaşırınca
Bana gel beni dinle iyi yaz
Defteri kalemi al iyi yaz
Nane limon kabuğu bir güzel kaynasın aman
Ha ha ha ha ha içine hatmi çiçeği biraz tere otu katasın aman
Ha ha ha ha ha hatta biraz tarçın bir tutam zencefil aman
Ha ha ha ha ha bin derde deva geliyor biraz daha sabret güzelim
Ha ha ha ha ha hapşu
Çok yaşa
Sende gör
Rahat ve iyi yaşa

Barış Manço – Nane Limon Kabuğu şarkı sözü Barış Manço


Barış Manço – Lahburger

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde
Kaf dağının ardında uzak bir ülkede
Kozu paylaşmak için iki düşman kabile
Seçtiler iki civan sürdüler beni dare
Biri aslan yürekli miyav kartal misali
Biri ürkek bakışlı anka kuşu sanki
Çektiler silahları çünkü ilahlar kurban istediler
Töreler aşk dinlemez yalnız emreder

Hamburger gençliğin sevgilisi
Hamburger sevdanın yanık sesi
Hamburger çift kaşarlı bir rüya
Hamburger olmaz güzelin böylesi
Biraz soğan biraz ketçap
Salata malata hardal ketçap
Hamburger bu aşk fizik ötesi
Hamburger çıtır çıtır patates ile
Hamburger dilinmiş turşu ile
Hamburger batıya açılan pencere
Hamburger pencereden uçtu tencere
Biraz soğan biraz ketçap
Salata malata hardal ketçap

Lahmacun lahmacun
Dünyayı dolaş benzeri yoktur edalı işveli lahmacun
Sen sofranı kur yemeyen toktur şifalı cilveli lahmacun
Mis gibi tereyağlı envai bahar biberli sumaklı lahmacun
Beş dakika pişir tam orta karar ceylan bakışlı lahmacun

Hamburger yaşlı genç ayırt etmez
Hamburger esmer sarışın fark etmez
Hamburger güler yüzlü herkese
Hamburger oda güler naz etme
Biraz soğan biraz ketçap
Salata malata hardal ketçap

Lahmacun lahmacun
Dürüp dürüp sar kenarını tutma nazik salçalı lahmacun
Kuzu kulağıyla rokayı unutma limonlu ekşili lahmacun
Yandım dedikçe buz gibi ayran şalgam suyu lahmacun
Bin derde deva maydonuzuyla hamuru nakışlı lahmacun

Hamburger batıya açılan pencere
Hamburger pencereden uçtu tencere
Lahmacun lahmacun
Kıyması bolca soğanı da onca neşelendikçe kahroldukça
Hamburger bu aşk fizik ötesi
Salçalı koruklu biberli olsa
Sona kalan donup saçını da yolsa
Aslan yürekli burger ceylan bakışlı lahmacun
Çelik bilekli burger hamur nakışlı lahmacun
Gözümün nuru burger ciğer parem ne der
Lahburger lahburger
Lahburger lahburger

Bu öykü böyle gider başı sonu bilinmez
Bilinen şeyler ise her zaman söylenmez
Rakı da bir ayran da bir içmesini bilene
Şapta bir şekerde bir tokum diyene
Şalda bir çuha da bir giymesini bilene
Güzelde bir çirkinde bir sevdim diyene
Her yeni doğan bebek yeni bir dünya demek
Aç gözünü hoş geldin lahburger bebek
Onlar erdi muradına kerevet bize kaldı
Bu yarışta bayrağı lahburger aldı
Aç gözünü hoş geldin lahburger bebek
Onlar erdi muradına kerevet bize kaldı


Barış Manço – Mahkum

Koca ekmeği paylaşmak dururken
Tek bir lokmanın kavgası uğruna
İşte sonunda yalnızız baş başa
Kırık bir sazın son telleri gibi

Mahkum ettik kendimizi
Yalnız ve yan yana yaşamaya
Mahkum ettik kendimizi
Sonsuza dek böyle yaşamaya
Sevmek nedir öğrenmeden
Gençliği görmeden yaşlanmaya

Gözlerden uzak sevişmek dururken
İç dünyamızı korumak uğruna
İşte sonunda yalnızız baş başa
Tıpkı bir dalın son direkleri

Mahkum ettik kendimizi
Yalnız ve yan yana yaşamaya
Mahkum ettik kendimizi
Sonsuza dek böyle yaşamaya
Sevmek nedir öğrenmeden
Gençliği görmeden yaşlanmaya

Mahkum ettik kendimizi
Yalnız ve yan yana yaşamaya
Mahkum ettik kendimizi
Sonsuza dek böyle yaşamaya
Bitmez soğuk gecelere
Sevgiden arınmış yalnızlığa

Barış Manço – Mahkum şarkı sözü Barış Manço

Barış Manço – Hemşerim Memleket Nere

Kendimi bildim bileli yollarda tükettim koskoca bir ömrü
Bir uçtan bir uca gezdim şu fani dünyayı
Okumuşu, cahili, yoksulu, zengini hiç farkı yok hepsi aynı
Sonunda bende anladım hanyayı Konyayı

Sanki insanlık pazara çıkmış ekmek aslanın ağzında
Bir sıcak çorba içermisin diyen yok
Dört duvarı ören çatısını kapatıp içten kilitlemiş kapıyı
Bir döşekte sana serelim buyur diyen yok

Tek bir soru hemşerim memleket nire?
Bu dünya benim memleket
Hayır anlamadın hemşerim esas memleket nire
Bu dünya benim memleket
Tövbe, tövbe, tövbe

Kardeşlik ve eşitlik üzerine uzun uzun nutuklar çekip
Niye senin derin benden koyu diye soran çok
Kaşının altında gözün var diye silahlanıp ölüme koşarken
Kalan dul ve yetim ne yer ne içer diye soran yok

Barış garibim bulamadı çözümü oturdu etti bunca sözü
Gelin hepberaber anlaşalım diyen yok
Zaten paramparça bölünmüş ve yaşanmaz olmuş dünyamız
Daha fazla kesip bölmeye hiç gerek yok

Tek bir soru hemşerim memleket nire?
Dedim ya yahu bu dünya benim memleket
Hayır anlamadın hemşerim esas memleket nire
Bu dünya benim memleket
Tövbe, tövbe, tövbe

Barış Manço – Hemşerim Memleket Nere


Barış Manço – Dört Kapı

Tuz ekmek hakkı bilene
Sofra kurmasan da olur
Ilık bir tas çorba yeter
Rızkım buymuş der içerim

Kadir kıymet anlayana
Sandık açmasan da olur
Kırk yamalı hırka yeter
İdris biçmiş der giyerim

Bir çorbayla karnım doydu
Hırka bana yorgan oldu
Birde kalem tutmayı öğret
Kırk yıl sana hizmet ederim

Bana bir harf öğret yeter
Kırk yıl sana hizmet ederim

Barışım uzaktan geldim
Dört kapı önünde durdum
Dört kapıdan geçemezsem
Geldiğim gibi giderim

Barış Manço – Dört Kapı


Barış Manço – Fil ile Kurbağa

Çok zamanlar önce kara orman içinde
Yalnız başına tek bir erkek fil yaşardı

Bir gün dolaşırken nehrin kenarında
Kendi gibi yalnız kurbağaya rastladı

Gözleri birleşti kalpleri birleşti sevgiyle
Elele verdiler yanyana geldiler sevgiyle

Bütün kuşlar sustu akan ırmaklar durdu
İki kalp ile çarpti bütün orman bir anda

Nehrin kenarına uzandılar yanyana
Rüzgar fısıldarken dallarda yapraklarda

Hayaller kurdular her sevişen mutlu bir çift gibi
Uyuya kaldılar rüyaya daldılar onlar gibi

Birden sıçradi fil uykudan uyandı
Boş yere yanında kurbağayı aradı

Kabus zannettiği korkunç rüya doğruydu
Sevgilisi yanında cansız yatıyordu

Bir fil ancak kendi cinsinden bir fili severdi
Koskoca aşkı vücudu gibi çok ağır geldi

Barış Manço – Fil ile Kurbağa


Barış Manço – Sarı Çizmeli Mehmet Ağa

Yaz dostum güzel sevmeyene adam denir mi
Yaz dostum selam almayana yiğit denir mi
Yaz dostum altı üstü beş metrelik bez için
Yaz dostum boşa geçmiş ömre yaşam denir mi

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı

Yaz dostum yoksul görsen besle kaymak bal ile
Yaz dostum garipleri giydir ipek şal ile
Yaz dostum öksüz görsen sar kanadın kolunu
Yaz dostum kimse göçmez bu dünyadan mal ile

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı

Yaz dostum Barış söyler kendi bir ders alır mı
Yaz dostum su üstüne yazı yazsan kalır mı
Yaz dostum bir dünya ki haklı haksız karışmış
Yaz dostum boşa koysan dolmaz dolusu alır mı

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı

Barış Manço – Sarı Çizmeli Mehmet Ağa

Barış Manço – Bugün Bayram

Sen gittin gideli içimde öyle bir sızı var ki
Yalnız sen anlarsın
Sen şimdi uzakta cennette meleklerle bizi düşler ağlarsın

Bugün bayram erken kalkın çocuklar
Giyelim en güzel giysileri
Elimizde taze kır çiçekleri üzmeyelim bugün annemizi

Sen yaz geceleri yıldızlar içinde
Ara sıra bize göz kırparsın
Sen soğuk günlerde kalbimi ısıtan en sıcak anısın

Bu gün bayram çabuk olun çocuklar
Annemiz bugün bizi bekler
Bayramda hüzünlenir melekler
Gönül alır bu güzel çiçekler

Barış Manço – Bugün Bayram

Barış Manço – Bir Selam Sana

Bir dilim ekmeği bölüşürüm seninle
Suyu aynı tastan yudumlarım seninle
Eğer kalbin kırıksa dost yüzünden
Bir selam sana gönül dağlarından

Gel sen de katıl bizlere dolaş bahçemizde gönlünce
Uzat korkma elini bak beş parmağım var benimde
Eğer kalbin kırıksa dost yüzünden
Bir selam sana gönül dağlarından

Gel sen de katıl bizlere dolaş bahçemizde gönlünce
Uzat korkma elini bak beş parmağım var benimde
Eğer kalbin kırıksa dost yüzünden
Bir selam sana gönül dağlarından
Al selamımı gönül dağlarından

Barış Manço – Bir Selam Sana


Barış Manço – Arkadaşım Eşek

Kaç yıl oldu saymadım köyden göçeli
Mevsimler geldi geçti görüşmeyeli
Hiç haber göndermedin o günden beri
Yoksa bana küstün mü unuttun mu beni

Dün yine seni andım gözlerim doldu
O tatlı günlerimiz bir anı oldu
Ayrılık geldi başa katlanmak gerek
Seni çok çok özledim arkadaşım eşek

Arkadaşım eş arkadaşım şek arkadaşım eşek

Yaban tayları çayırda tepişiyor mu
Çilli horoz kedilerle dövüşüyor mu
Sarıkız minik buzağıyı sütten kesti mi
Kuzularla oğlaklar sevişiyor mu

Uzun kulaklarını son bir kez salla
Tüm eski dostlarımdan bir haber yolla
Ayrılık geldi başa katlanmak gerek
Seni çok çok özledim arkadaşım eşek
Arkadaşım eş arkadaşım şek arkadaşım eşek

Barış Manço – Arkadaşım Eşek


Barış Manço – Acıh Da Bağa Vir

Acıh da bağa vir biraz da oğa vir
Çevir kazı yanmasın aman kız uyanmasın
Acıhda bağa vir biraz da oğa vir

Canı kaymak isteyen cebinde manda taşır
Canı kaymak isteyen cebinde manda taşır
Guru unu yağı bulan çorbasın kaynatır
Ya bulamayan gariban omzunu oynatır

Acıh da bağa vir biraz da oğa vir
Çevir kazı yanmasın aman kız uyanmasın
Acıh da bağa vir biraz da oğa vir

Ayağında yok postal başına giyer püskül
Ayağında yok postal başına giyer püskül
Sonradan görmesi meğersem ne müşkül
Ya hiç bir şey bilmemek pilav üstüne keşkül

Acıh da bağa vir biraz da oğa vir
Ayrana daldır yoğurduna saldır
Selam veğdi gödün mü
Selamı ağmadın mı a…a
Çevir kazı yanmasın aman kız uyanmasın
Türkünün sonu geldi gari
Haydaaa

Balcının baltası var oduncunun baltası var
Öyle de olur böyle de olur
Avcı vurur turnayı biz çalarız zurnayı
Öyle de olur böyle de olur

Barış Manço – Acıh Da Bağa Vir


Barış Manço – Dut Ağacı

Bu sabah doğup büyüdüğüm mahallenin sokaklarında dolaştım
Çocukluğumu tekrar yaşamak istedim bu sabah
Ve bir an keşke bugün Hiç olmasaymış diye düşündüm keşke dün dün kalsaymış

Şu sağdaki iki katlı ev Nezahat hanımlarındı galiba
Yok yok bu Yekta beylerinki olmalıydı
Nezahat hanımlarınkinin yanı top oynadığımız boş arsaydı
İyi ama nerde boş arsa ya bakla tarlası peki taş mektep

Nerdeler kimler götürdü kimler çaldı o güzelim anıları benden
Birden Rıza amcayı gördüm yine o dut ağacının altında oturuyordu
Koştum ellerine sarıldım önce tanımadı sonra rıza amcanın
Sımsıcak ellerinde çocukluğumu yeniden yaşamaya başladım

Tam karşımızdaki evin üçüncü katında otururlardı
Ondört yaşında boyanmaya başladığından mahalleli
Sonunu iyi görmezdi doğrusu bu kız çok tango olmuş derlerdi

Evlenmiş iki sokak öteye taşınmışlar
Eskisi gibimi diye sordum
Eskisi gibiymiş biraz kilo almış o kadar olsun
Kim bilir kilolu olmak bile ne yakışmıştır ona zaten ne
yakışmazdı ki

Rengini beğenmedim bugün Rıza amca
Üstelik bayağı süzülmüşsün
Tabi gece hayatı içki sigara bakmıyorsunuz ki kendinize
İlahi Rıza amca
Birlikler umumi katipliğinden emekli oluvereli
Gecesi gündüzü bu dut ağacının altında geçerdi

Son üç sadrazamı ve
Cumhuriyetten bu yana bütün başvekilleri
Sırasıyla ezbere bilir bize de saydırırdı çocukluğumuzda
Hala hatırlıyor musun diye sordum
Hatırlıyor muyum hiç unutmamıştım ki

Bilekten bağlı açık sandaletler giyerdi
Nedense pek derin bir iz bıraktı
Bende bu sandaletler bir de
Kol altları genişçe oyulmuş pembe bulüzü
İlk sigarasını yakışımı hatırlıyorum da
Ne gururlanmıştım yarabbim
Nasıl bakmıştı gözlerime yıllar yılı bu bakışlarla yaşadım
Onlarla uyudum onlarla uyandım şimdi kim bilir
Hangi eller yakıyordur sigarasını
Oysa bu dut ağacının altında
Söz vermiştim söz söz söz hep lafta kaldı dedi Rıza amca

Yıkılmadık ev bırakmadılar mahallede evlerle beraber
Bahçeler de yok oldu
Bir şu dut ağacı kaldı onu da kesmeseler bari
Birden gözleri parladı
sahi sen televizyona filan çıkıyorsun dedi
Tabi ya seni dinlerler bir seferinde
Söyle çık pat pat söyle
Şu dut ağacını kesmesinler de

Aslında dizlerinde derman olsa nafa vekilini bile çıkarırdı
Rıza amca gençler ne güne duruyordu ki
Söz verdim Rıza amcaya
Dut ağacını kestirmeyeceğime söz verdim

Dünü bilmeden bugünü yaşamanın bedeli öylesine ağırdı ki
Yarını bugünden kurtarmak için hayatımda
İkinci kez söz verdim
Birinciyi tutamamıştım ama
İkinciyi tutacağıma söz vermiştim

Barış Manço – Kazma

Selam büyükler merhaba çocuklar
Bu akşam size yeni bir öyküm var
Dilim sürçerse kusura bakmayın
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var

Diyeceğim o ki kişi yetinmeli
Yaşam dediğin kısacık bir çizgi
Namus şeref onur hepsi güzel ama
En önemlisi helal alınteri

Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür dersen
Kaz gelen yerden tavuğu esirgemezsen
Bu kafayla bir baltaya sap olamazsın ama
Gün gelir sapın ucuna olursun kazma

En güzel pilav dimyatta pişer
Yanında hoşaf pek güzel gider
Sen yan gelip yatar karnın guruldarken
Evdeki bulgur herkese yeter

Şam ipeğinden burma giysen bile
Zemzem suyuyla yıkansan bile
Dünya ahiret bir keyif sürmek için
Mutlak dökmeli helal alınteri

Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür dersen
Kaz gelen yerden tavuğu esirgemezsen
Bu kafayla bir baltaya sap olamazsın ama
Gün gelir sapın ucuna olursun kazma

İnsanın bir kez ters gitmesin işi
Muhallebi yerken kırılır dişi
Kazma olmaya özenmeyin dostlar
Alınteriyle kazanan en mutlu kişi

Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür dersen
Kaz gelen yerden tavuğu esirgemezsen
Bu kafayla bir baltaya sap olamazsın ama
Gün gelir sapın ucuna olursun kazma

Barış Manço – Kazma şarkı sözü


Barış Manço – Olmaya Devlet Cihanda

Usta terzi dar kumaştan bol gömlek diker
Doğru tartan esnaf rahat huzurlu gezer
Eğrinin ve doğrunun hesabı mahşerde
Dünyada biraz huzur her şeye bedel
Sağlığın nasıl gülüm sen ondan haber ver
İlaç neye yarar vade gelmişse eğer
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Han senin hamam senin konaklar senin
Tarla senin çiftlik senin bağ bostan senin
Diyelim ki dünya malı tümünden senin
Ağız tadıyla yersen bir şeye benzer
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Barış der biraz tuzum ekmeğim olsa
Buz gibi pınar suyundan bir testim olsa
Bir de şöyle püfür püfür bir çınar gölgesi
Kaç kula nasip olur ki keyfin böylesi
Bir lokma ye, bir yudum iç, bir oh çekiver
İlaç neye yarar vade gelmişse eğer
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi

Barış Manço – Olmaya Devlet Cihanda


Barış Manço – Adem Oğlu Kızgın Fırın Havva Kızı Mercimek

Adem babayla Havva anadan bu yana
Çok şeyler söylendi sevda üzerine
Sayısız türküler yapıldı Leyla ile Mecnun Ferhat ile Şirin
Hepside dertli ayrılıklarla biten ızdırap gözyaşı dolu
Hani karabasan gibi insanın dünyasını karartan sıkıntılı
şeylerdi
Bugün Barış kardeşiniz sizlere yeni bir türkü söyleyecek
Çünkü Barış gördü ki yeryüzünde en büyük gerçek
Adem oğlu kızgın fırın Havva kızı mercimek

Kız dediğin nazlı olur erkek ise mangal yürek
Er kişinin yanında hatun gerek
Kız dediğin nazlı olur erkek ise mangal yürek
Er kişinin yanında hatun gerek
Adem oğlu kızgın fırın Havva kızı mercimek

Kız olmazsa er kişi kolsuz kanatsız demek
Davulu dengi dengine vurmak gerek
Kız olmazsa er kişi kolsuz kanatsız demek
Davulu dengi dengine vurmak gerek
Adem oğlu kızgın fırın Havva kızı mercimek

Adem oğlu kızgın fırın Havva kızı mercimek
Mercimek fırın yan yana fazla söze ne gerek
Deli gönül sevdi mi istemez yorgan döşek
Adem oğlu kızgın fırın Havva kızı mercimek

Kimi zeytin peynir yer kimi baklava börek
Kimine saray dar gelir kimine bir oda gerek
İki göz bir kulübe yeter Havva kızına
Adem oğlu kalender yiyeceği bir lokma ekmek
Adem oğlu kızgın fırın Havva kızı mercimek

Tanrı böyle buyurmuş dünya böyle kurulmuş
Her Adem oğluna bir Havva nasip olmuş
Tanrı böyle buyurmuş dünya böyle kurulmuş
Her Adem oğluna bir Havva nasip olmuş
Yedi iklim dört kuşak inanmazsan gitte bak
Nuhun gemisinde bile fırın mercimek dolmuş
Adem oğlu kızgın fırın Havva kızı mercimek

Barış Manço – Adem Oğlu Kızgın Fırın Havva Kızı Mercimek


Barış Manço – Ahmet Beyin Ceketi

Tanrı bütün kullara rızkını dağıtırken
Kimi sırtüstü yatar kimi boşta gezerken
Kul Ahmet erken kalkar haydi ya nasip derdi
Kimseler anlamazdı ya nasip ne demekti

O mahallede herkes gömlek giyerdi
Bizim kul Ahmet bir gün bir ceket diktirdi diktirir ya
Mahalleye dert oldu kul Ahmetin ceketi

Kul Ahmet erken kalkar haydi ya nasip derdi
Kimseler anlamazdı ya nasip ne demekti
Herkes gömlek giyerken Ahmet ceket giyerdi
Konu komşuya dert oldu kul Ahmetin ceketi

Mahalleli kahvede muhabbet peşindeyken
Leylekler lak lak edip peynir gemisi yüklerken
Kul Ahmet erken yatar sabaha ya kısmet derdi
Kimseler anlamazdı ya kısmet ne demekti

Herkes gömlek giye dursun
Bizim kul Ahmet ceketine bir de astarla kaplatıverdi
kaplatır ya
Konu komşuya dert oldu kul Ahmetin ceketi
Kul Ahmet erken yatar sabaha ya kısmet derdi
Kimseler anlamazdı ya kısmet ne demekti
Herkes gömlek giyerdi
Konu komşuya dert oldu kul Ahmetin ceketi

Bir gün bir yoksul öldü üzüldü mahalleli
Ama bir kefen parası bulamadı mahalleli
Kul Ahmet dedi yalan dünya çıkardı ceketini
Örttü garibin üstüne kaldırdı cenazeyi

Sonunda herkes anladı ya nasip ya kısmeti
Bizim kul Ahmet birdenbire oluverdi Ahmet bey
Ceket ise Ahmet beyin ceketi
İbreti alem oldu Ahmet beyin ceketi
Sonunda herkes anladı ya nasip ya kısmeti
İbreti alem oldu Ahmet beyin ceketi
Meğerse tüm keramet ceketteymiş be Ahmet
Barış a sorar isen sen bu yolda devam et

Barış Manço – Ahmet Beyin Ceketi