ETİMOLOJİ – SÖZCÜK KÖKEN BİLİMİ
Kelime Köken Bilimi (Etimoloji), kelimelerin kökenini ve yüzyıllar içerisindeki değişimlerini inceler. Bu değişim ses (harf), hece değişimleri olabildiği gibi anlam iyileşmesi, anlam kötüleşmesi, anlam daralması ve anlam genişlemesi gibi kelimenin anlamındaki değişimler şeklinde de olabilmektedir. Kelimenin hangi dilden geldiği gibi tarihi geçmişi de incelenmektedir. Yani etimoloji kelimenin anlam ve şekil tarihidir diyebiliriz.
Kelimelerin yüzyıllar içindeki değişimlerine örnekler:
amatı – emeti – emti – imti – imdi – uş imdi – şu imdi – şimdi
ezgü – edgü – edgi – egi – eyi – iyi – ii – i
dayanak – deyenek – deynek – değnek
kol aç – kulaç
köngül – könül – gönül
tirsgek – tirsek – dirsek
tuğra – tura
yaş-sıl > yaşıl > yeşil
Cephane: Moğolca cebe “giyim, zırh” kelimesi ile ilişkili olarak cebelü “giyimli, zırhlı”, Cebe Ali > Cibali, Cebe-hâne > cephane
Yeşil: Bu kelime Türkçeden türetilmiş güzide kelimelerimizden biri. Islak, taze, henüz suyunu yitirmemiş anlamına gelen “yaş” sözcüğünden türetilmiş. Yeşil bitkilerin taze olduğunu anlatmak için sıkça kullanılıyor.
Maydanoz : Mide nuvaz Farsça mideyi okşayan.
Şemşamer: Şems aver Farsça şems güneş, aver dönen bakan günebakan
Tornavida: turn a vida ,turn çevirmek, döndürmek, vida döndüren
Amiral kelimesi Arapça al-emir-ul ma, ma- su ,sular emiri, sular komutanı
Kayseri: Anadolu’yu ele geçirdiklerinde eski adı Mazaka olan Kayseri’ye dönemin İmparatoru Caesar Tiberius adına ‘kralın şehri’ anlamına gelen ‘Caesaria’ adını vermişlerdir.
Daha sonra Araplar ‘Kayseriya’ demişlerdir, Osmanlı döneminde ‘Kayseriye’ olmuştur ve Cumhuriyet’ten sonra Kayseri denmiştir.
Hindi: Batılılar bu kuşu Türk tüccarlardan almışlardır. Bu yüzden İngilizler bu kuşa ‘Türk kuşu’ anlamında ‘turkey’ demişlerdir. Ancak Türk ülkesi için 14. yy’dan önce Latinceden aldıkları Turchia sözcüğünü kullanan İngilizler, nedense sonrasında kuşa verdikleri adı ülkemize de vermişler.
Çerçeve: Hazır çar kelime köküne bulaşmışken, bundan bahsetmemek olmazdı. Tam tahmin ettiğiniz gibi, çar-çevre, dört çevre anlamına gelen ve dil içinde değişerek (ya da herkesin dediği gibi, halk arasında söylene söylene) çerçeve halini alıyor. Ve elbette, dört tarafı çevrili anlamına geliyor.
Cambaz: Bu da Farsça kökenli, can + baz bileşmesinden oluşmakta. Canı ile oynayan anlamına geliyor. Tıpkı “düzenbaz”ın düzen ile oynayan, “kumarbaz”ın kumar oynayan demek olması gibi.
Yâr, Farsça aslı yardımcı, dost demektir. Günümüzde genellikle sevgili anlamında kullanılıyor.
Subay: Sü, Eski Türkçede asker demektir. Bek – Beg – Bey. Sü Bey asker beyi -Subay
Anlam Daralması:
“Oğul” sözcüğü eskiden hem kız hem erkek anlamlarında kullanılırdı. “Oğul” sözcüğü günümüzde anlam daralması sonucu sadece “erkek çocuk” anlamında kullanılmaktadır.
”Erik” sözcüğü eskiden “şeftali, zerdali, kayısı” anlamlarında kullanılırken zamanla anlam daralmasına uğrayarak sadece bir meyvenin ismi olmuştur.
“İl” sözcüğü eskiden “bütün bir ülke” anlamında kullanılırken bu sözcük anlam daralmasına uğrayarak günümüzde ülke sınırları içerisinde yer alan yalnız “bir vilayet” için kullanılır.
“Tanrı” (Eski Türkçe: teñgri) Eski Türkçede, “mavi, gök, gökyüzü, Tanrı” anlamlarına gelen sözcük, Türklerin İslamiyeti kabul etmesinden sonra sadece “Yaradan” anlamını korumuştur. Diğer anlamları ise unutulmuştur.
Anlam Genişlemesi:
“Ödül” sözcüğü eskiden dar anlamda yani sadece “güreşte başarı sağlayanlara verilen mükâfat” anlamını içerirken bu sözcük günümüzde anlam genişlemesiyle “bütün başarılı sonuçlar için verilen mükâfat” anlamlarında kullanılmaktadır.
Hanım: Eski Türkçede “kraliçe” anlamına gelen hanum sözcüğünün alamı bugün “kadın, bayan, hanım” anlamlarına gelecek şekilde genişlemiştir.
“Nemrut” sözcüğü eskiden bir hükümdarın ismi yani sadece insan ismi yerine kullanıldığı halde anlam genişlemesiyle günümüzde “zalim, acımasız, sert, gaddar” anlamlarında kullanılmaktadır.
“Yüz” sözcüğünün ilk anlamı “suraf’tır. Ancak bu sözcük, zamanla suyun yüzü (yüzey), evin ön yüzü (taraf, cephe), yorgan yüzü (bir şeyin görünen bölümünü kaplamakta kullanılan kumaş) anlamlarını da kazanarak anlam genişlemesine uğramıştır.
Anlam İyileşmesi:
Yavuz: Eskiden “fena, kötü, perişan” gibi olumsuz anlamda kullanılıyordu. “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır.” örneğinde görüldüğü gibi. Ancak belli bir dönemden sonra Sultan Selim için bir unvan olmuş ve anlam iyileşmesine uğrayarak “iyi, güzel,yiğit, kahraman” anlamlarında kullanılmaya başlamıştır.
Emek: Çok eskiden “emek” sözcüğü “acı, eziyet” anlamlarını içerirken günümüzde “bir işin yapılması için harcanan beden gücü” anlamını yüklenmiştir.
Kınamak: Eskiden “işkence etmek, cezalandırmak” anlamındaki sözcüğün, günümüzde “yapılan bir işin hoş olmadığını bildirir söz söylemek” anlamında kullanılması da bir anlam iyileşmesidir.
Anlam Kötüleşmesi:
Canavar: Farsçadan aldığımız bu sözcüğün “canlı, yaşayan, canı var” anlamında kullanılırken dilimizde “yırtıcı, zarar veren mahluk, masal yaratığı”na dönüşmesi bir anlam kötüleşmesidir.
Ukala: Ukala sözcüğü “akıllılar” anlamını taşırken bugün “kendini akıllı ve bilgili sanan, bilgiçlik taslayan” anlamında kullanılmaktadır.
Amele: Uzun süre “işçi”nin eş anlamlısı olarak kullanılırken kullanım alanı yaygınlaştıktan sonra aşağılayıcı bir niteliğe bürünmüştür.
Tübitak, 4006 Sergisi, Türkçe, Edebiyat, Projeleri 4006 – TÜBİTAK BİLİM FUARLARI DESTEKLEME PROGRAMI PROJE BAŞVURU FORMU Alt Proje Adı: Etimoloji (Kelime Köken Bilgisi) Alt Proje Türü: İnceleme Alt Proje Alanı: Kültürel Miras Alt Proje Amacı: Kelimeler yüzyıllar içerisinde değişikliklere uğrarlar. Geçmiş zamandan günümüze kadar gelen unutulmuş veya unutulmaya yüz tutmuş kelimelerdeki değişimin toplumumuzda pek bilmediğinin farkına vardık ve bu konu ile ilgili araştırmalar yaparak toplumumuzun kültürel mirasının bir dalı olan bu konuyu günümüz insanlarına sunacağız ve bu konunun farkına varılmasına yol açacağız. Alt Proje Yöntemi: Öncelikle bu konu ile ilgili belirli kaynaklardan bilgi edineceğiz. Bu konuyu toplumumuza ne kadar kelime ile açıklayabileceğimizi kararlaştıracağız. Daha sonra seçmiş olduğumuz tahmini 15 kelime için etimoloji bilgi kartları hazırlayacağız. Bu kartları hazırlarken renkli reklam kağıtları, mukavva ve renkli kalemler kullanıp bu malzemelerle göze hitap etmesi için yelpaze haline getirip bu kağıtlar sayesinde topluma sunacağız. “Şimdi” kelimesinin tarih içinde değişimini örnek verebiliriz. Örnek: amatı > emeti > emti > imti > imdi > şu imdi > şimdi Bir başka örnek “iyi” kelimesi: edgü > egü > egi > igi > iyi > ….i Alt Projeden Beklenen Sonuç: Hazırladığımız projede ilk aşamada yelpazenin takılmadan dönüp dönmediğini kontrol edeceğiz ve eksiklerimizi tamamlayacağız. Okulumuz öğretmenlerine yelpazemizi projeden önce sunarak görüşlerini alacağız. Bu sayede daha fazla ekleme yaparak projemizi genişleteceğiz. Beklediğimiz sonuç ise günümüz insanlarının kültürel mirasımızın dalı olan etimolojiyi hatırlatmak, bilmeyen kişilere bu konu hakkında bilgi vermek ve kültürel mirasımız olan etimolojinin unutulmamasını sağlamayı umuyoruz. BAŞVURAN ÖĞRETMENİN ADI SOYADI: Efkan DOĞAN BAŞVURU SAHİBİ ÖĞRENCİLERİN ADI SOYADI: SINIFI: Zeliha TÜN 10/C Sena Nur ALTAY 10/C Sümeyye DEMİRCİ 10/C
Efkan DOĞAN – Uzman Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni